Öğrenme güçlüğü , okumada, yazmada veya matematiksel işlemlerde, kısaca öğrenmede zorluk yaşanmasıdır. Özel öğrenme güçlüğü üç farklı şekilde kendini ortaya koyar.
Çocukta bu belirtilerden bir tanesi olabileceği gibi, iki tanesi veya üç tanesi de olabiliyor. Çocuk okuyamıyor ancak yazıyor, yazıyor ancak okuyamıyor olabiliyor ve yahut okuyor, yazıyor ancak matematiksel işlemlerde başarı sağlayamıyor şeklinde gözlemlenebilir.
İlk bebeklik belirtisi olarak bu çocuklarda konuşmanın geç olduğu gözlenmektedir. Okul öncesi dönemde ise renkleri, şekilleri (daire-üçgen-kare vs..) kavramları öğrenmede güçlük yaşıyorlar. Sağ- sol, yukarı, aşağı gibi yön tayin edemiyorlar. Zaman (önce, sonra, dün, yarın gibi) kavramları konusunda sorun yaşıyorlar. Ellerini kullanmakta, ayakkabı bağlamada, genel olarak ince motor becerilerinde , zorlanırlar. Anasınıfı öğretmeninin erken dönemde bu tür belirtileri fark edip aileyi bilgilendirmesi önemli bir husustur. Erken teşhis ve tedavi süreci açısından önemlidir. Genellikle de birinci sınıfta fark edilir bu problemler. Ancak azda olsa geç kalınmış olunur. Anne baba olarak çocukları iyi gözlemleyip gerekli durumda uzmandan yardım alınmalıdır. Erken tanı, tedavinin süresini kısaltmakla birlikte, daha iyi bir sonuç elde edilmesinde çok önemlidir.
İlkokula başlama sürecinde en önemli belirtilerden bazıları; geç okuma yazmaya geçiş, eksik okuma, okurken ve yazarken harf atlama, harflerin yerlerini karıştırma, b ve d, p ve q harflerini, 6 ve 9 gibi sayıları ters algılama, kelimelerdeki harfleri yada sayıları karışık algılama, ne’yi en; 3’ü E; 12’yi 21 olarak algılama, hecelerin seslerini karıştırma ya da sessiz harflerin yerini değiştirme, paragraf atlama, hatta kelime uydurma noktasına kadar gelebilmektedir. Okumakta zorlanan çocuk, kendi kafasından bir şeyler uydurmak koşulu ile yeni kelimeler türetebilmekte, “için” yazan bir kelimeyi “çin”, “ve” yerine “ev”, “ne” yerine “en” şeklinde okuyabiliyor, yazabiliyor.
ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜNÜN NEDENLERİ NELERDİR?
Kesin olarak nedeni belli bir sebebe bağlanmamakla birlikte hamilelik süreci önemsenmektedir. Annenin gebe iken sağlıksız beslenmesi, sigara ve alkol kullanması, yoğun ilaç tedavileri, annenin karnına darbe alması, travmatik yaşanan bir olay, doğum esnasında bebeğin oksijensiz kalması, kordon dolanması sayılabilecek nedenler arasındadır. Ancak yüksek ihtimallerden bir tanesi de genetik faktördür. Anne babada veya aile bireylerinden herhangi birinde öğrenme güçlüğü var ise çocuklarda da olma ihtimali yüksek bulunmuştur. Tek ve kesin bir nedene bağlamak tıbben mümkün bulunmamaktadır. Örenme güçlüğü tanısı koyulabilmesi için çocuğun zekasının normal veya normal üstü olması gerekir. Bu çocuklarda zeka problemi yoktur. Halk arasındaki bu yanlış algının altının çizilmesi gerekir. Bu çocuklar normal ve normal üstü zekaya sahiplerdir.
Öğrenme güçlüğü problemi olan ve daha sonra tedavi olan, tarihe damgasını vurmuş pek çok insanlar vardır. İdareci, bestekar, sanatçı, bilim adamı, kısaca her meslek dalında isim yapmış insanlarda da disleksi (öğrenme güçlüğü) hastalığı görülebilmektedir. Bu yöndeki problemleri çözüldükten sonra başarılı olarak, kendilerini kanıtlamışlardır. Disleksililer zeka düzeyleri düşük olmadığı gibi özel yeteneklere de sahip olabilirler. Buna önemli kanıt disleksili olduğu bilinen bilim adamları ve sanatçılardır: İzafiyet teorisini ortaya çıkaran büyük bilim adamı Albert Einstein, kalipso müziğinin kralı Harry Belafonte, büyük mimar, heykeltraş ve Mona Lisa’yı resim dünyasına armağan eden ressam Leonardo da Vinci, başta “Düşünen adam”olmak üzere pek çok önemli eserin sahibi heykeltraş Rodin, sinema oyuncusu Tom Crouse, şarkıcı ve sinema oyuncusu Cher, gazeteci Can Dündar disleksili ünlüler arasındadır.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Tedavi öncesinde ilk etapta hangi tür öğrenme güçlüğü olduğu belirlenmeli . Bahsedildiği üzere 3 farklı şekilde ortaya çıkabilmekteydi. Çocuğun, okumada mı, yazmada mı yoksa matematiksel işlemlerde mi problem yaşadığı tesbit edilmeli. Sonuca göre tedavi programı uygulanmalıdır. Öğrenme güçlüğü ilaç tedavisi gerektirmeyen bir rahatsızlıktır. Bireysel terapi ve çalışmayla problem ortadan kaldırılabilir. Bu sürecin uzun soluklu olduğu unutulmamalıdır. Ancak çocukta buna ek olarak yoğun düzeyde dikkat eksikliği de var ise dikkat için ilaç tedavisi önerilebilir. Bu karar bir uzman tarafından verilmelidir..
Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların büyük çoğunluğunda dikkat problemi de yaşanmaktadır. Dolayısıyla kalabalık sınıflarda ders yapmak bu çocuklarda öğrenmeyi zorlaştırır ve başarıyı engeller. Tedavi edilmeyen çocuk ilkokul beşinci sınıfa gelse dahi geçmiş yılların bilgilerini öğrenmeden sınıf atlamış olabilmekte. Örneğin matematiksel işlemlerde sorun yaşayan çocuklar çarpım tablosunu öğrenemiyor, toplama çıkarmayı yanlış yapıyor, eksik topluyor veya çıkartıyor, problemlerde başarısız olduğunu gözlemlemek mümkün.
ANNE BABALARIN TUTUMU NASIL OLMALIDIR ?
Bu noktada anne babalara büyük görevler düşmektedir. Öncelikle çocuklarının içinde bulunduğu durumu çok iyi analiz etmelidirler. Mutlak surette bir uzmandan yardım alarak doğru davranış kalıpları geliştirmelidirler. Çocuğa bağırmak, sert çıkışmak, şiddete yeltenmek problemi çözmeyeceği gibi çocukta farklı problemlerin doğmasına neden olabilir.
Asosyallik, depresyon, derste söz almama, agresiflik veya aşırı içe kapanma ( kendine güvensizlik-başaramam düşüncesi) vs… Eline vurmak, yazdığını silmek, tekrar yazdırmak, yanlış yazdığı zaman terslemek çözüm olmayacaktır. Tekrar aynı şeyi yapacaktır. Özellikle çocuğu toplum içinde rencide etmek, aşağılamak, arkadaş veya akranlarıyla kıyaslamak en olumsuz yaklaşım olacaktır. Çocuklarına bu olumsuzlukları yaşatmamak ve çözüm odaklı tutum sergilemek için anne babaların öncelikle çocuklarında bu problemin olduğunun kabullenmeli ve uzman desteği almalılar. Anne baba bilinçli bir tutum sergilemesi öncelikle çocuğu rahatlatıyor ve tedavi sürecini olumlu etkiliyor. Ailenin olumsuz yaklaşımı ise çocuğu gerginleştirdiği için çocuktaki gelişmeyi yavaşlatıyor. Şu unutulmamalıdır ki, çocuğun yaşadığı problem kendi isteği ile olan bir şey değildir. Çocuk istem dışı olarak bu şekilde bir sorun yaşıyor. Dolayısıyla çocuğa psikolojik baskı yapmak hiçbir şekilde bir sonuca götürmez bizi. Bu bir rahatsızlık olarak düşünülmeli. Soğuk algınlığı olan çocuk istem dışı olarak öksürür, aile de onu doktora götürüp tedavi ettirir. Sonrasında problem ortadan kalkar. Ne kadar erken doktora götürülürse hastalığın ilerlemesi o ölçüde engellenmiş olur. Aynı bunun gibi özel öğrenme güçlüğü de bir rahatsızlıktır ve bir tedavisi vardır. Erken tanı ve tedavi çok önemlidir.
Tedavi sürecinde ailenin ve çocuğun rahat ve sabırlı olmaları çok önemli. Bu problem ilaç tedavisi gerektirmediği, süreç içerisinde çözüme kavuşacağı için kısa vadede sonuç beklenmemeli. Tedavi süreci aksatılmadan devam ettirilmeli. Bu problemi yaşayan çocuklar da unutkanlık fazlaca görülür o nedenle sık sık tekrar çalışmaları faydalı olacaktır.
Sınıfta ön sıralarda oturmalılar. Görme ve işitme muayeneleri yaptırılmalı, görmede ve işitmede problem varsa önlem alınmalı bu durum ilerlemeyi engeller.
Psk. Nuray Baştan AYDIN
Eklenme Tarihi : 11/09/14 19:47:25
Çocuk eğitimi çok geniş kapsamlı bir bütünlük arz eder. Çünkü her çocuk ayrı bir dünyadır. Öncelikle çocuğun kişiliği çok iyi…
İlk önce rahat edebileceğiniz bir koltuğa dik bir şekilde oturun. Ellerinizi koltuğun iki yanına serbestçe bırakın. Yavaş yavaş gözlerinizi kapatın.…
Oyun, çocukların uzman olduğu ve çok keyif aldığı bir alandır. Çocuklar her zaman ve her malzeme ile oyun oynayabilirler. Her…
Öfke hepimizde bulunan bir duygudur sadece öfke duygusunu yansıtma biçimlerimiz birbirinden farklıdır. Öfke bizlere yönelik gösterilen rahatsız veya tehdit edici…
Psikoterapide, ruhsal sağlığını tehdit eden semptomlar giderilir; öfke, korku, kaygı, yas, kayıp, acı gibi olumsuz duygular artık baş edilebilir ve…
Online terapi, internet üzerinden zihinsel sağlık danışmanlığı verilmesidir. İnsanlar bunu e-terapi, mesafe terapisi, internet terapisi ve web terapisi olarak da…
araştırmaların gösterdiği üzere, teknolojinin gelişmesi, tüketimin artması, ihtiyaçların çeşitlenmesi ile bireyler ekonomik anlamda kaygılanabilirler. Bu durumun uzun süre devam etmesi…
Anoreksiya nervoza, duygusal nedenli yani psikolojik kaynaklı yeme bozukluğu türüdür. Anoreksiya nervoza olan birey, normal vücut ağırlığını kullanmayı reddeder. Yaşı…
Cinsel sorunlar fiziksel veya psikolojik bir sorunun sonucu olabilir. Hem erkekler hem de kadınlar cinsel sorunlardan etkilenirler. Cinsel sorunlar her…
Panik atağını ağır otonomik bunaltı olarak tanımlayabiliriz. Ruhsal olan ve olmayan birçok bozukluk ve/veya hastalıkta görülebilir, fakat en çok karşılaşılan…
Bazı çocuklar okula başlamadan önce çok istekli olsalar da okul zamanı geldiğinde bu istekleri kalmaz;okulda ilk gün korkusu yaşar ve…
Sınır koyma, anne babaların çocuklarına istenen davranışlarla ilgili genel kuralları ve beklentilerini öğretmek için kullandıkları bir yoldur. Bütün anne babalar…
Çocuklar oyun ile günlük yaşamında deneyimlediği ve öğrendiği her şeyi yansıtmaktadır. Oyun ile deneyimlenen yaşantıların pekişmesi ve öğrenmenin daha hızlı…
Bu duygu ile ilk olarak karşılaşma sürecimiz 2-5 yaşları arasında yeni bir kardeşin varlığı ile deneyimlenen duygu ile oluşmaktadır. Bu…
Çocuklardaki davranış problemlerinden en sık rastlananı olan “alt ıslatma (enuresis)” ; çocuğun idrar kontrolünü kazandığı süreçten sonra altını ıslatmaya devam…
Bazı psikolojik rahatsızlar ilaç tedavisinin yanında mutlaka uzman klinik psikologlardan psikoterapi hizmeti alınmasını gerektirmektedir. Psikolojik hizmet alırken dikkat edilmesi gereken…
Narsisizm, kişinin kendisini özel görmesi sonucu ortaya çıkan bir tür kişilik bozukluğudur. Toplum içerisinde zirvede gösterilmek, övgüyle bahsedilmek onlar için…
Mutlu olmak için ilk yapmamız gereken, başkalarından beklentilerimizi bir kenara bırakmak ve bu duygu durumundan kurtulmaktır. Çünkü onlar mutluluğumuzu bizim…
Erkekte sertleşememe sorunu, sürekli olarak veya yineleyici bir biçimde, yeterli sertleşme sağlayamama veya cinsel ilişki bitene kadar sertleşmeyi sürdürememe durumuna…
Tükenmişlik bir anda ortaya çıkmaz. Ortaya çıkması için gerekli koşulların hazır olması gerekmektedir. Gün içerisinde yaşanan ani değişiklikler tükenmişliğe kapı…
Mutluluk, eşlerin birbirine karşılıklı saygısıyla var olabilir. Evliliğinizi eşinizle karşılıklı bir mücadele ortamına dönüştürmeyin. ’Ben’ yerine ’biz’ düşüncesini yerleştirin. Mutluluğunuz…
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB), DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Ve Sınıflandırılması El Kitabı, Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’deAnksiyete Bozuklukları…
Pek çok anne, çocuğunun gerektiği gibi beslenemediğini düşünür. Bunların bir kısmı, sadece kuruntudan ibaret olmakla birlikte; bir kısmının da gerçeklik…
2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM yılının 1.dönemini tamamlamış bulunmaktayız. Girdiğiniz tatil sürecinde kendinizi tarafsız bir şekilde değerlendirmenizi öneriyoruz. Sizlere bu değerlendirmeyi yapabilmeniz için…
"Öfke ile beraber akıl da uçar gider" demiş E. Lessing. Öfkenizi ister dışa dönük yaşayın, isterseniz içinize atın sonuçta ya…
İnsanları şöyle bir gözlemlediğimde, ya da bana gelen danışanlarımın paylaşımlar sırasında aktardıklarından çıkardığım sonuç şu ki; biz insanlar zamanımızı nasıl…
Fobik bozuklukların temel özelliği, kaygı bozukluklarında serbest olan kaygının bir duruma veya kişiye bağlanmasıdır.
Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanmasıyla ortaya çıkan bir gerginlik durumudur. Tehlike ile karşılaşınca canlı kendini…
Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme sağlığın korunması için esastır. Bu nedenle, dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler en…
Alt ıslatma (enürezis) istemsiz ve uygunsuz idrar kaçırma olarak tanımlanır. Gece olduğunda “nokturnal enürezis”, gündüz olduğnda “dı̇ürnal enüresı̇z” adını alır.…
2011-2012 eğitim öğretim yılı içinde ilk kez ülkemizde uygulanan 4+4+4 sistemi, 66 ayı dolduran çocukların birinci sınıf olmasını zorunlu kıldı.…
Öfke normal ve sağlıklı bir duygudur ve her insan öfke duygusunu yaşar. Öfke kontrolden çıkıp da yıkıcı hale dönüşmediği sürece…
Obsesif kompulsif bozukluk(OKB) DSM-IV-TR(Amerikan Psikiyatri Birliği: Psikiyatride Hastalıkların Tanımlanması Yeniden Gözden Geçirilmiş Dördüncü Baskı)’de Anksiyete Bozuklukları başlığı altında ele alınan…
Başlıca özelliği ergenlik ve ergenlik sonrasında başlar, değişik durumlarda ortaya çıkar. Üstünlük duygusu beğenilme gereksinimi ve empati (Başkalarının isteklerini, duygularını,…